Haydar SAHiN



· Yazar Adı: Haydar SAHiN
· Toplam Yazıları: 2


Yazar Adı: Haydar SAHiN

Yazar İletişim:


Zazaca, bundan 149 yıl önce 1856 yılında ilkin yabancı bir dilbilimci olan Peter Lerch tarafından yazıldı. Zazalar, 1985 yılında Zazaca’nın 129 yıl önce bir yabancı tarafından yazıldığını ülkesinden uzak Avrupa’da öğrendiler. Yine biz Zazalar, Zazaca’nın 1898 yılında ilkin bir insanımız olan Hani’li „Hemedê Xasi“ tarafından „Mevludê Nebi“ olarak edebi bir eser yayınlandığını 1980 yılından sonra Avrupa’da öğreniyoruz. Alman Dilbilimci O. Mann’ın 1900 başlarında yaptığı çalışmaları, arkadaşı K. Hadank tarafından 1932 yılında „Mundarten der Zaza Hauptsächlich Aus Siverek und Kor“ yani Zazaca’nın ağızları adında 398 sayfalık bir bilimsel kitap yayınlandı. Evet, Zazalar memleketinden uzak, bir ülkenin önemli bir şehri Berlin’de anadillerinden bir Gramer kitabının olduğunu ülkesinden çok uzaklarda 67 yıl sonra Avrupa’da öğrendiler.
1960 yılında Vartolu Zazalar sanıyorum NEWE (Yeni) adında bir sayı, dergi çıkardılar. 1965 yılında Yılmaz Güney’in de içinde bulunduğu Siverekli öğrenciler „Kormışkan“ adında bir dergi çıkardılar. Kaç sayı çıkarıldığını tam bilemiyorum. Bir Başka dilbilimci T. L. Todd, 1985 yılında, “A Grammar of Dimili (Also known as Zaza)” Zazaca Gramer kitabını çıkardı.
Zazaca ayrı bir dildir ve Zazalar ayrı bir halktır diyen ilk Zaza aydını, rahmetli Ebu Bekir Pamukçu, 1985 yılında Zaza dili, kültürü Ayre (Are, Değirmen dergisini İsveç’te çıkarmaya başladı. 2 yıllık bir sürede 14 sayıya ulaşan dergi, Zaza kimliğini ve varlığını tanıtmaya başladı.
Anadilini ve kimliğini seven geniş bir çevre bu dergiyi sahiplendi. Bu sahiplenme ve gelişmeyle birlikte daha iyi, araştırmaya dayalı, kaliteli ve ebat olarak dahada büyük bir dergi düşünüldü. Bu düşünceyle Zazaca’yı ve Zaza kimliğini; Zaza halkına ve diğer kamouyuna anlatmak için yine rahmetli Ebu Bekir Pamukçu’nun büyük emeğiyle Piya (Birlikte) dergisi İşveçte 1988 yılında ağırlıkta Zazaca, Türkçe ve İngilizce olarak çıkarıldı. 1991 Ocak ayına kadar 14 sayı çıktı. Rahmetli Ebu Bekir Pamukçu ağır hastalanmıştı ve 18.07. 1991 yılında aramızdan ayrıldı. Ruhu şad olsun. E. Bekir Pamukçu’nun ölümünden sonra „Piya“ dergisinin son 15-16. sayısı arkadaş ve dostları tarafından Mart 1992 de çıkarıldı. Rahmetli Ebu Bekir Pamukçu anadıli Zazaca’ya ve Zaza halkına yaptığı bu değerli hizmet, anadilini seven her Zaza tarafından asla unutulmayacaktır.
Piya dergisinin çıkmasıyla birlikte Zazaca, Zaza kökenli ve bir çok yabancı tarafından araştırma alanı oldu. Yine çok önemli bir nokta: Zazaca konuşan güneyli ile kuzeyli insanlarımız, bu derginin sayesinde aynı dili konuştuklarını ve aynı halkın insanları olduklarını fark ettiler. Gün geçtikçe Zazaca’ya ve Zaza kimliğine olan ilgi yükseldi.
Yine dilbilimci Dr. Zülfü Selcan 1987 yılında „Lawıkê Pir Sultani“ adında kitabını yayınladı. Kitabın adından anlaşıldığı gibi Pir Sultan’ın şiirleri Zazaca’ya çevrildi. 1991 içinde ve sonrasında Frankfurt Üniverstesinde Prof. Gipert, Zazaca’ya ilgisi olan gençlere Zazaca’nın tarihi bilgisini ve Zazaca gramerini öğretiyordu.
Zazaca’ya büyük katkıları olan dilbilimci C. M. Jacobson’un Aralık 1993 yılında “RASTNUSTENA ZONÊ MA (Handbuch für die Rechtschreibung der Zaza - Sprache)” kitabı yayınlandı. Yine C.M. Jacobson’un nisan 1997 yılında “Zazaca Okuma - Yazma El Kitabı” yayınlandı. dilbilimci Dr. Zülfü Selcan’ın Almanca ve Zazaca olan „Grammatik der Zaza -Sprache“ Zazaca Grameri adlı bilimsel kitabı 1998 de yayınlandı. Yine bir başka dilbilimci Dr.Ludwig Paul, 1998 de Zazaki „Grammatik und Versuch einer Dialektologie“ Zazaca bilimsel gramer kitabını yayınlandı.
Almanya’nın Mannheim şehrinde olan biz bir grup Zaza insanı; 9 yıl arka arkaya Zaza Kitap Şenliğini düzenledik. Bu kitap şenliğindeki amaç: 1. Zazaca ve Zazalar üzerinde çalışmaları olan dilbilimcileri ve sosyologları davet ederek, Zaza insanının kendi kimliği ve diğer halktan insanların da Zazalar hakkında bilgi sahibi olmasını sağlamaktı. 2. Zazaca çıkan yayınları veya Zazalar üzerine yapılan çalışmaları tanıtmaktı. 3. Yine yazarlarla okuyucu arasında ilişkileri canlı tutmaktı. Bir başka amaç da, Zazaca konserler düzenliyerek Zaza halkına güzel olan bu dili unutturmamak. Zazaca müzığin tadını ve önemini farketirmekti.

Piya dergisinden sonra RAŞTİYE (Gerçeklik) dergisi yine ağırlıkta Zazaca ve Türkçe çıkmaya başladı. 9 sayı yayınlanan RAŞTİYE“ dergisi göçmenlik sorunundan dolayı durdu. Bu dergiden sonra WARE (Yayla) dergisi diğer dergiler gibi ağırlıkta Zazaca, Almanca ve Türkçe çıktı. Bu derginin büyük okuyucu kitlesi vardı. Ancak 14 sayı sürdü. Tija Sodıri (Sabahın güneşi) Almanya’da, Kormışkan (Zazaca’da bir bayram adı) ve Zaza Press dergileri de İşveç’te sadece Zaza dilinde çıkan yayınlarımızdı.
İstanbul’da „Vejiyayisê Tiji“ yayın evi kuruldu ve epeyce Zazaca kitaplara imzasını attı. Evet ne yazık ki ülkemizden uzak, yabanci diyarlarda Zazaca özgürleşti ve boy atmaya başladı. Türkçe’nin özgürlüğü, Almanca’yı İngilizce’yi yok etmedi. Türkçe bu dillerden aldığı katkı gibi, bu dillere katkı da vermiştir. Örnek:Almanca’ya „Döner“ deyimini kazandırması gibi. Vatanında Zazaca’nın özgürlüğü, boy atması ve kök salması Türkçe’yi yok etmez. Türkçe’den katkı alacağı gibi Türkçe’ye katkı da yapar. Bir bahçede yetişen iki gülden biri kesilip atılmasın. O diğer gül de Zazaca’dır.

Halkımız bazen Zazaca için „Zunê Xızıri“ der. Yani Hızırın Dili der. Hızırın dili yasaklanmamalı. Hızır her yerde Hazır ve Nazırdır. Devlet; herkesin dar anında yetişen Hızırın dilini konuşan bizlere bu dili yasaklamasın! Türkiye Cumhurriyeti Devleti bize destek çıkmalıdır. Bu aşamada destek bile yeterli değil. Bire bir sahip çıkmalıdır. Çünkü yanlışlarla, korkularla Zazaca yasaklanmıştı. Bu yasaklar ve dayatılan korku yüzünden Zazaca konuşulmadı. Devletin ve çeşitli yetkililerin sert tutumu Zazaca’yı bitirme aşamasına getirmıştir. Bu dil; devletin büyük çabasıyla ve halkımızın da sahip çıkmasıyla tekrar ülkemizi zenginleştirir. Halkımız da Hızırın diline çok önem vermelidir. Bu önem nasıl olur? Evde; herkes Hızırın dilini konuşmalı, çocuklarına mutlka öğretmeli ve çarşıda-pazarda Hızırın dilini konuşmalı ki bu dil tekrar canlansın. Zazaca, ülkesinden uzak yaşam mücadelesi veriyordu. Ülkesinden uzakta Zazaca’ya verilen önem ve değeri, yukarıda tarih sıralamasına göre yazdım. Çocukluğumda iyi konuştuğum, anlaştığım, sevdiğim ve dost olduğum Zazaca ile benim aramı bozdular. Onların bu yanlışlarına inanmıştım ve yıllar sonra Zazaca’yla karşılaştığımda öyle olmadığını; beni kandırdıklarını Zazaca’yla tekrar dost olunca anladım. Avrupa’da yani yurt dışında Zazaca’yla karşılaştığımda mutlu oldum. Ama Zazaca, Bülbül’ün „İlle Vatan- İlle de Vatan“ dercesine; “siz buralarda beni canlandırdınız ama sürgünde değil ülkemdem olmalıyım , benim ruhum ve Zaza halkının içine girmeliyim ki o halk ölmesin! halk ölürse ben de canlı kalamam” demektedir. Zazaca’nın dediği doğrudur. Evet Zazaca’nın, Zaza halkının yaşaması devletin elindedir ve Zazaca’yı konuşmak, geliştirmekte Zaza halkına düşer. Zaza halkı bu ruhuna sahip çıkmalıdır. Devlet de bu halkın ve ruhun ölmemesi için eğitim, öğretimle sahip çıkmalıdır. O zaman Zaza halkı ve Zazaca tekrar yaşar. Hem de sağlıklı yaşar. Zaza halkı gayret etmelidir. Diline ve ulusal kimliğine sahip çıkmalıdır.
Haydar Şahin 2006


Zaza Dilinin Kürtçe veya Türkçe Tarafından Asimlasyonu.


Gecmiste Kökeni Zaza Olup, Bugün Türkce ve Kürtce Konusan Alevilerin Önemli Bölümü! Kökeni Zaza olan Epeyce Insan Kitlesi Alevi Inancini Terk Edip Sunniilige gecmis, Ayni Zamanda Anadili Zazaca Birakip Türkce ve Kürtce Konusan Yiginlarla Sunni Zaza Insanlari Karsimiza Cikarmaktadir. Yani Kökeni Zaza olup Türkce konusan, kökeni Zaza olup Kürtce konusan anadilini bilmiyen ve ayni zamanda inancini yitirmis yiginlarca insan karsimiza cikiyor.

Ben Erzincan’dan Khalan’a(Dersim’e) gidiyordum.Mehmet Özcan amcada Tercan’li olan esinin kizi Tercan köylerinde oturuyor, dolasiyla yenge beyi olan Mehmet amcayla birlikte kendi eski kocasindan olan kizini ziyarete gitmisti. Tercan’dan Karakocan Karsiniye köyüne dönüyorlardi. Ikimiz Mutu’da birlikte bir arabaya bindik. Yolda Tunceli’ye kadar sohbet ettik. Mehmet Özcan amcayla sohbettim röpertaj(Söylesi) sekline dönüstü. Mehmet Özcan amcaya nerden Karakocan’a gittiklerini, hangi asiretten olduklarini ve kaç yasinda oldugunu, köyünüz kac hane diye sordum ve oda bana;

Büyük dedem Pülümür’ün Hakis Köyünden bir kac insanla Karakocan'nın Karsiniye köyüne gelmisler. Sayıca çoğaldık ve 400 hanelik Karsiniye köyü meydana geldi. Gelenler Zazaca konusurlardi. Biz KILAUSIZ (Zazaca’da KILE= Türkce’de Alev demektir) UZ fena cok bilgili demektir. Yani “Keskin Alevli” anlamindadir. Bende(H.S.), sen nerden biliyorsunki büyük dedelerin Zazaca konusurlardi? Ben seksen yasimdayim, dedeme yetistim ve dedem Zazaca konusuyordu. Cünkü Pulemür’den gelen akrabalarimizla o dili konusuyordu. Ama babam Zazaca birakmisti Kürtce ögrenmisti ve artik Zazaca bilmiyordu. Halen Hakis’te olan akrabalarim Zazaca konusurlar, ama gördügün gibi ben Zazaca konusamiyorum. Seninle Türkce konusuyorum. Biz Zazaca'yi unuttuk simdi sadece Kürtce konusuyoruz.

Yine Karakocanlı Muzaffer Önsüz’ün köyüyle birlikte dört köy Dersimin Demenan asiretinden kopup Karakocan köylerine yerlesmisler. Demenan asiretinden kopup Karakocan’nin köyleriine yerlesen bu insalarimizin bir kisim akrabalari (yakin akraba degil, ezbeti) Avukat Okçuoğlu’nun köyünde oturuyorlar. Yine Malatya’da Sixhesen asiretinin bir parcasi olan Baliyan asireti ve Kocgirinin Sadiyan asiretinin arasına düsen Sixhesen asiretinin kocük kolu Baliyan ile Balaban asireti Kürtce ögrenmisler. Karsan asiretinden dört köy Elbistan’da bulunmaktadir. Bu köylerin sirasiyla adlari söyledir: Komankarsanli, Birmenkarsanli, Avvsin? ve yukarı Karsandır. Karsan asiretinden olan bu dört köy Püümür’den gittiklerini o köylerin birinden olan Ibrahim Karsanli bana anlatti.
Bu dört köyde Zazaca’yi terk ettiklerini ve Kürtce’yi sonradan ögrendiklerini söyledi. Yine Elbistan veya Pazarcık’a bagli ikiyüzelli hane olan Evcihöyük köyü Xismanlar (Xismanlar Erzincan’da da vardirlar) oraya sonradan yerlestiklerini ve Kürtce konustuklarini kendim Ludwigshafen’de tanidim.

Kürtlerin arasina düsen Zaza asiretlerinden kimileri sadece anadilini terk etmis ve kimileride anadili Zazaca’yla birlikte inancini da degistirmisler. Türklerin arasina düsüp kaybolan yokmu? Hemde cok var. Bir baska zamanda onlari inceleyip(arastirip) yazarim.
Haydar Şahin

Navigation
 
RAdyo Giris
 

Sayac
 
Reklam
 

 

Reklam
 
fırtına bahoz
 
ahmet kaya
 

Medyalar
 

Medyalar


Y
A
Z
I
N
I
Z
Karakocan TV
 
Heute waren schon 24 Besucher (34 Hits) hier!
Copyright © 2008-2008 By Tuncay Admin

Get Your DanceText
Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden